kütüphanelerBilginin ne kadar değerli olduğunun farkına varan insan, binlerce yıl öncesinden, hem onu topladığı yüzeyleri (kil tablet, papirüsler, deri yüzeyler, kağıtlar) korumanın yollarını aramıştır.

Onları korumak, bir araya toplamak için yapılar inşa etmişlerdir. Kütüphane fikri buradan çıkmıştır.

Tarihte ilk kütüphane, bundan yaklaşık 3000 yıl önce Asurlular tarafından Nivie’de Asur Bani Pal adına kurulmuştur. Sonrasında ise Mısır ve Atina’da kütüphaneler kurulduğu bilinmektedir.

Bizim coğrafyamızın tarihi kütüphaneler bakımından çok zengindir. Efes’te kurulmuş olan Celcus, Bergama ve Nysa şehirlerinde kurulan kütüphaneler, dönemlerinin en önemli bilgi saklanan merkezleriydi.

Parşömenlere yazılmış yazılardan , devasa raflara yerleştirilmiş kitaplara kadar bu kütüphaler, kentlerin gurur kaynakları olmuş, anıtsal yapılardı. Bugün Anadolu’nun değişik yerlerinde yer alan “geçmiş zaman kentleri”nin bir kısmında, bu yapıların izlerini görmek mümkün.

Bu yapıların en önemlisi ise; Efes antik kentinde yer alan Celsus Kütüphanesi”dir. İskenderiye Kütüphanesi ile birlikte anılan Celsus kütüphanesi, depremler, ve yağmalar olmasaydı, -kısacası korunsaydı- bugün tarih belki de başka türlü yazılırdı…

Bir kentteki kütüphanenin varlığı, o kentin bir yerlerinde kağıt işlendiğini, cilt için deri tabaklandığını ve cilt yapıldığını göstermektedir.

Efes’te cilt nerede yapılıyordu. Kağıtlar, parşömenler nereden getiriliyordu…

Bir gizem olarak çözülmeyi bekleyen bu sorular, Anadolu coğrafyasının “kitap geleneği”nin kökenlerini de gün yüzüne çıkaracaktır…

Kimbilir gelecekteki kazılarda belki incesanat ürünü cilt evleri ile karşılaşacağız…